Gönlün Neredeyse Evin Orası



Nereye aitiz? Hangi yörede evimiz? Gönlümüz nerede? Ruhumuz kimlerle?

Üniversite yıllarında Maslow'un hiyerarşisini okurken 'ait olma' ihtiyacına hayranlık duyduğumu hatırlıyorum. İnsanoğlunun yaşam mücadelesi verirken yeme-içme-korunma ihtiyaçlarını bir yana bırakıp; sevme-sevilme, ait olma gereksinimini uzunca irdelemiştim. O yıllara kadar kavramsal olarak bilmesem de aidiyetin mahiyetinin çocuklukluğumdan beri farkındaydım.

Bilirdim. Aidiyet su demekti. Yemek demekti. Sevgi demekti. Aidiyet hayat demekti.

Bu yaşıma geldim. Hala. Bulunduğu yere kendini ait hisseden insanların dünyanın sayılı zenginlerinden olduklarını düşünürüm. Sanki yaşamın tüm eşsiz güzelliklerine sahiptirler. Yabancı değillerdir orada; izole olmamış, eğreti durmamışlardır.

Sayılılar şu tarafa. Kapıdan çıkıp koşarak gitmek istediği yerle sınananlar var bu hayatta. Tabuları, şemaları bir kenara bırakıp; güçlerine güç kattıkları görmek isteniyor belki de bilmiyorum. Bir şey biliyorum; elbette ki kabul gördükleri, yalnız hissetmeyecekleri yöreler bekliyor onları. Gönülleri neredeyse evleri orası.

Zaman, sadece birazcık zaman.y

Popüler Yayınlar