Onurlu Geç Bu Dünyadan

Hikayesini bir solukta anlatıp, çok sevdiğini söylediği sek kahvesini bile bitiremeden, kruvasanını tatmadan,  peş peşe yaktığı sigarasının dumanı üstünde yanımdan ayrıldığında zihnimde yanan ilk ışık şu oldu: bu dünyaya onurlu hikayeler bırakmak istiyorsak onurlu çocuklar yetiştirelim.

Eskilerin izzetinefis dediği kişinin kendisine duyduğu saygı, insanlığı kötülüklerden kurtaracak bir devrim aslında. Kant'ın hep bahsetmiş olduğu bir şey var; onurlu bir varlık olması dolayısıyla insan hiçbir zaman bir araç olarak kullanılamaz. Düz mantığı şu; kişi bizzat kendisine yapılan kötülüğü kabul etmediği sürece, hatta ve hatta affetmediği sürece dünya daha yaşanabilir bir yer haline dönüşecektir. 

 "Affetmek yaraları iyileştirir" "Affetmek zihni özgür bırakır" klasiklerini bir kenara bırakıp şu olay döngüsünü tahayyül edelim. Biri sana bir kötülük yapıyor, pişman oluyor, özür diliyor, affediyorsun. Aradan zaman geçiyor, bu sefer başka bir hatayla karşında af diliyor, kabul ediyorsun. Oysa ki sen yalnızca onu affettiğini düşünürken, önce kendine saygınlığını yitiriyorsun. Ya hiç yaşanmamış sayıyorsun ya da bukalemunu oynuyorsun. Ve bu seni gerçek insan olmaktan uzaklaştırıyor. Ya çevrendekiler? Nasıl örnek oluyorsun onlara? "Yapılamayacak bir hata değilmiş demek ki, ne de olsa affediliyor." Çocuklara nasıl bir rol modelsin? Ya aynı hataları yapmayı öğreniyorlar ya da büyük hataları affetmeyi. Sonrası.. Kötülük dolu bir dünya. Sadece kendini düşünen bir insansan, affetmeyi kendi çıkarına kullanıyorsan, gelecekte insanlığın yapacağı tüm benzer hatalarda mesuliyetin olduğunu sakın aklından çıkarma. Çünkü  insana zarar veren bir hatayı affetmek, insanlığa karşı bir suç işlemekle eş değer. Affeden birileri örnek olduğu müddetçe benzerleri kaçınılmaz. 

Eskilerin "büyüklük sende kalsın" aldatmacasının seni nasıl küçük düşürdüğünün farkında olmalısın. İtibarını, değerini yitirdiğinin. Affedilen yaptığından dönecek sanıyorsan, yanılıyorsun. Mayası o. Affedildiği sürece mayasıyla kabarmaya devam edecek. Oysa onun iyiliğini düşünsen, affetsen bile yüreğinde taşır ona belli etmezsin. Kimseye belli edemezsin. İstiğfarların cevabını Allah dünyadayken insanlığa neden bildirmiyor sanıyorsun? 

Çocuklarımızı, bilhassa kızlarımızı onurlu yetiştirelim. Yanılabilirler. Kandırılabilirler. Hayal kırıklıkları olabilir. Ama yeter ki kendilerine saygıları olsun. Gerekirse kendi kendilerine yetsinler ama küçük düşürmesinler kendilerini. Ancak ve ancak onurlu bir kız çocuğu anne olduğunda bu dünyadan onurlu geçen evlatlar yetiştirebilir.

Artık pişmanlık dolu ömründe eski günlerdeki tadı alamadığı, yarım bıraktığı kahvesine gözüm ilişiyor tekrar. Bir kahve söylüyorum kendime.

Popüler Yayınlar