Od(a)



Nasılsın sorusuna “nefes alıyorum, teker dönüyor en azından” ı duymak ruhun odalarında yorulmaya ihtiyacı var dedirtmişti. Kendi içine kendi kendini hapsetmişti. Hapsettikleriyle yüzleşip, arınıp; sonrasında hafif hissetmenin rahatlığına ermek için içinde karanlık bir oda vardı. Benliğinin korkuları ilk çocukluk döneminde karanlıktan korkan bir çocuktan farksızdı. Ona yakışan benliğinden sıyrılıp bizliğe geçerken karanlıkta ayağına takılanları usulca yerinden kaldırıp kenara koymaktı.

Parmak izlerimizin biricikliği gibi her birimizin hayatı da kendine mahsus. Benzer hususiyetlerimiz var gibi görünse de alıp verdiği soluğun hayatiliğinin farkında olma, yediği yemeğin tadını her öğün bir gurme edasında alma, gördüklerine hayret nazarında bakma, işittikleriyle amel etmeyip; tefekküre zaman ayırma hasletleri imtiyaz sahiplerine ait. Hayatı yeme-içme, eğlenme, zevk alma kadar basit görmeyip harlı zamanları iliklerinde hissedip; ferah günlerden ümitvar olanlar bu hayatın gerçek sahipleri.

Nefes görünmez bir ruhtur ve sahibine hayat verir. Aynı zamanda gayretsiz ve bilinçdışı bir eylemdir. Ancak ince ruhlu insanlar nefesin değerini taktir edip; kendilerine verilmiş bir hak gibi kabul etmekten imtina ederler. “Yaradan ne kadar lezzetli yaratmış” dediğim zaman yemek yediğimi anlıyorum demiştim bir arkadaşıma. O günden sonra daha bilinçli yemek yediğimi farkediyorum derdi her yemek randevumuzda. Görmek başka, bakmak başka. Bakıyoruz ama görmüyoruz. Dikkatler uçucu halde. Bırakalım dış dünyada gördüklerimizi farketmeyi iç dünyamızda olup bitenlere akıl gözümüzle bakamayacak kadar zihinlerimiz dağınık vaziyette. Duyduğumuzu şipşak uyguluyor, üstüne en az bir gece yatmayı vakit kaybı ilan ediyoruz. Şu an hissettiğin yarın uyandığında peşinden gelmiyorsa hissettiğini sahiplenemezsin. “Bin düşün, bir konuş” kaidesi hayat kurtarır.  Birçok yükselişler, itilalar tefekkür mahsülüdür demiş alim.

Çocuktaki gibi uçurtmayla göğe çıkma gayreti gerek. Saklanan sözlerin dışarı çıkması gerek. Çocuk sabırsızlığınca. Odanın kuytularına bu denli yaklaşmışken. İçinde sevgi, kin ne varsa içine sormanın vakti. Aynaya baktığın hala ona deliriyorken.

Popüler Yayınlar